Hayatın renklerini, sevdiklerimizin yüzlerini, çocuklarımızın gözlerindeki ışığı, okuduğumuz satırları ve doğanın büyüleyici manzaralarını bize sunan paha biçilmez bir duyumuz var: Görmek.
Her yıl Ekim ayının ikinci Perşembe günü, tüm dünyanın dikkatini önlenebilir körlük ve görme bozukluklarına çekmek amacıyla Dünya Görme Günü kutlanır. Bu özel gün, yalnızca göz sağlığımızı hatırlatmaz; aynı zamanda görmenin hayatımızdaki merkezi rolünü de bir kez daha anlamamızı sağlar.
Görme: Hayatın Pusulası
Bir optisyen olarak biliyorum ki görme, sadece fiziksel bir yetenek değil; öğrenmenin, çalışmanın, sosyalleşmenin ve bağımsız bir yaşam sürmenin temelidir. Görme duyusu olmadan, günlük rutinler bile zorlu bir mücadeleye dönüşebilir. Bir anne olarak ise şunu çok net söyleyebilirim: Çocuğumuzun eğitim hayatındaki başarısı, dünyayı keşfetme heyecanı ve güvenle adım atabilmesi, sağlıklı bir görme ile başlar.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, dünyada en az 1 milyar insanın önlenebilir veya henüz çözülmemiş bir görme bozukluğu bulunuyor. Daha da düşündürücü olanı, mevcut görme kayıplarının %80’e yakınının tedavi edilebilir ya da önlenebilir olmasıdır. Bu, erken teşhis ve doğru müdahale ile milyonlarca insanın hayatının değişebileceği anlamına gelir.
Farkındalık ve Erken Teşhis Hayat Kurtarır
Dünya Görme Günü’nün en önemli amacı, farkındalık yaratmaktır. Katarakt, glokom, diyabetik retinopati ve çocukluk çağı görme kayıpları gibi birçok sorun, erken tanıyla kontrol altına alınabilir. Özellikle çocuklarda göz tembelliği (ambliyopi) gibi durumlar, zamanında fark edildiğinde kalıcı kayıpların önüne geçilebilir.
Biz ebeveynler için Ulusal Görme Taraması programları bu noktada hayati önem taşır. Bir anne olarak ben de biliyorum ki, çocuğumuzun göz sağlığını korumak, ona bırakacağımız en büyük armağanlardan biridir.
Küçük Alışkanlıklarla Büyük Fark
Göz sağlığımız için sadece uzmanlara güvenmek yetmez; bireysel sorumluluk da almalıyız. Basit ama etkili alışkanlıklar hayatımızı değiştirir:
- Düzenli göz muayeneleri: Şikayetimiz olmasa bile rutin kontrol, erken teşhis için kritik.
- 20/20/20 kuralı: Ekran başında her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 6 metre uzağa bakmak.
- Güneş koruması: UVA ve UVB filtreli kaliteli güneş gözlüğü kullanmak.
Görmenin Değeri
Görme kaybı yalnızca bireyi değil; ailesini ve toplumu da etkileyen önemli bir halk sağlığı sorunudur. Dünya Görme Günü bu nedenle hükümetlere, sağlık otoritelerine ve bizlere, göz sağlığını korumak için daha fazla adım atmamız gerektiğini hatırlatır.
Gözlerimiz Değerlidir
Gözlerimiz dünyaya açılan pencerelerimizdir. Onlara iyi bakmak, hayatın tüm güzelliklerini en net haliyle görebilmemiz demektir.
Bu Dünya Görme Günü’nde gelin, hem görme engelli bireylerle empati kuralım hem de kendi göz sağlığımızı ihmal etmeyeceğimize söz verelim. Unutmayalım: Görme kayıplarının %80’i önlenebilir.
Gözlerinize değer verin. Çünkü onlar, hayatın tüm renklerini taşıyan en kıymetli hazinenizdir.
Sağlıklı günler ve net bir görüş dileğiyle…
Optisyen & Anne Seren Çakmak
